Geçmişten Günümüze Türkiye’de Gençlik
Geçmişten Günümüze Türkiye’de Gençlik Gençlik Kuşkusuz her ülkede nüfusun dinamik bir bölümünü oluşturur
Bu husus Türkiye’de de geçerliliğini sürdürmektedir. Ülkemizde gençliğin durumunu, rolünü sorumluluğunu, sorunlarını incelerken toplumsal değişme sürecini dikkate almakta fayda var. Gerçekten, ülkenin değişik dönemlerde gençlik farklı roller üstlenmiştir. ( Gençlik üzerine literatürde gençliğin herkes tarafında kabul edilen bir tanımı ve yaş aralığı yoktur. Gençlik ile ilgili yapılan çalışmalarda genellikle kullanılan belli başlı yaş aralıkları vardır
Kimi çalışmalarda 12-24 yaş grubunu , kimi çalışmalarda ise 15-24 yaş grubunu , kimileri ise 12-26 ya da 15-30 yaş grubunu genç olarak ele almaktadırlar. Sosyo-Kültürel Değişim Sürecinde Türkiye’de Gençlik Toplumun sosyal kültürel değişimine paralel olarak gençlikte bu değişime göre biçimlenmiş ve bundan etkilemiştir. Gençlik sorunları, daha çok toplumsal yapının özellikleri çerçevesinde ortaya çıkmaktadır
Bu açıdan, sanayileşmekte olan ülkemizde sosyo-ekonomi yapının, geleneksel toplum tipinden uzaklaşması sonucu, gençliği yakından ilgilendiren yapısal sorunlarla karşılaşılmaktadır
Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünü genç nüfus oluşturmaktadır
Genç, toplumda, eğitimde, ekonomik alanda, sosyo-kültürel alanda ve günümüzün en önemli uğraşı olan sanal alanlarda pek çok sorunla karşılaşmakta ve bu konularda arayış içine düşmektedir. Şimdi de toplumumuzun çeşitli dönemlerindeki gençliğin durumunu ele alalım. 1923’lü yıllar Gençliği: Modernleşmecilik, Yenilikçilik, Devrimcilik 1923- 1950 arası yıllardaki gençlik, modernleşmecidir
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda gençlik, Atatürk devrimleri doğrultusunda modernleşme yanlısı, inançlı bir konumdaydı. Modernleşmenin gerçekleşmesinde gençliğin büyük rolü olmuştur. 1950’li Yıllar Gençliği: Çoğulculuk ve Demokrasiden Yana Bu yıllarda gençlik , Çoğulculuktan , demokrasiden yana olmuştur. Demokrasinin geliştirilmesi yaygınlaşması genç nüfusun katkılarıyla gerçekleşmiştir
1960’lı Yıllar Gençliği: Devrimci 1960’ların gençliği , rejim yozlaştırmaya yeltenen siyasal iktidara karşı eyleme geçmiştir
27 Mayıs askeri darbesi önemli bir gençlik hareketi deneyimi sağlamıştır
1960 Hareketi , tümüyle ulusal reformist karakterliydi. Gençlik bu dönemde rejim ile barışık idi. Rejimi temel ilkelerinden saptıran siyasal iktidarlara karşı tetiktedir. Bu ortamda ordu ve parlamento gibi rejimin tele öğeleri saygındır ve Ordu Gençlik el eledir. 1970’li Yıllar Gençliği: Politize Gençlik Dünyadaki 1968 yılı gençlik hareketleri , ”daha çok özgürlük” , ”daha çok ekmek” , ”kalıcı barış” gibi istekler yansıtıyordu
Bu hareket Türkiye’ye de yansıdı ve ağırlaşan ekonomik koşulların belirlenmesiyle toplumda hızlı bir siyasallaşma görülmüş, 1970’li yıllarda hızla politize olan yani siyasetle içli dışlı olan gençlik hareketi kısa zamanda siyasal şiddete dönüşmüştür. Bu dönemde, gençliğin fikir platformundan radikal eylemliliğe geçtiğini görüyoruz. 1975-1980 arası dönem, gençliğin kesin çizgilerle sağ-sol ve İslami ideolojiler doğrultusunda kamplaşma ve çatışma dönemi durumuna gelmiştir
Sosyalist , İslamcı , radikal milliyetçilerin hepsinin de hareket noktası, toplumda ki eşitsizlikler, hoşnutsuzluklar ve çözüm arayışlarıydı. 1980’li Yıllar Gençliği: Tüketici 1980’li yıllarda gençlik , depolitizasyon yani siyasetten uzaklaşma sürecine girmiştir.Türkiye 80’le den itibaren Özelleştirmelerle berber liberalizmin öngördüğü kapitalizm sisteminin yerleşmesiyle birlikte tüketim toplumu olma yolunda önemli adımlar atmıştır
Bu dönemde özellikle dışa açılma süreciyle birlikte sınırsız çeşitliklerden dolayı tüketim eğilimleri oldukça çoğalmıştı. Oysaki alım gücü çok sınırlı kaldığı için sosyal farklılaşma, sınıflar arası düşmanlık duygularını körüklemiş ve tüketim isteğinin tatmin edilememesi, kitleler üzerinde olumsuz etkiler yapmıştır. 1990’lı yıllar Gençliği: Apolitik, Şiddet Eğilimli ve Global Yönelimli ( Gençliğin şiddete yönelmesi, 1990’larda da sürdü
Ankara ve İstanbul ’da liseli cinayetleri , gençlik çeteleri arasındaki çatışmalar yaygınlık gösterdi. 1990’ların gençliğini şiddete iten etmenler, sosyo-politik güvensizlik , ekonomik dengesizlik ve kültürel çatışmalardı. 1990’lı yılların Türk gençliğinin en önemli özelliği ise küreselleşme (Globalleşme) isteğinde oluşudur
Yapılan araştırmalar ve gözlemler bu doğrultudadır
Kentli gençlerin geleneksel değerlere bağlı ancak, yurt dışında olup bitenleri, ortaya çıkan trendleri takip etmeye hevesli bir yapı içerisindeydi. Globalleşmeyi tetikleyen en büyük unsur ise medyaydı. Özellikle Kanalların özelleştirilmesi yani Türkiye’nin dışa açılmasıyla birlikte gençlik üzerinde önemli değişimler ortaya çıkmasına neden olmuştur. Türk gençliği, siyasal iktidarlardan yoğun talepleri bulunan bir nüfus kesitini oluşturmaktaydılar
Böylece iktidarlar sistem için çözümlerle gençliğin taleplerini hafifletmek zorundaydı çünkü 1990’lı yılların Kola Hamburger, Adidas gibi kültürel değerler içeren öğeler artık gençliğin geleceği üzerinde önemli endişeler ortaya çıkartacaktı. 2000’li Yıllar Gençliği: Popülist “2000’li yılların gençliği önceliği paraya veriyor, sevgi ikinci sırada geliyor.” “Popstar yarışmalarına gençliğin büyük ilgi göstermesi, ön elemelerde İzmir ‘de yarışmaya katılmak için 4 bin kişinin sabaha kadar kuyrukta beklemesi, dans yarışmalarına sadece Samsun ’dan 3 bin 500 kişinin müracaat etmiş olması, bu kişilerin yarısından fazlasının üniversite gençliği olması yıllarca gençliğin değer yargılarındaki değişimi tartışmaya açtı
Üzerinde durulan konu, gençliğin değerlerinin değişmesidir
Gençler üzerinde 1980’den bu yana yapılan anket çalışması, Popstar yarışmasına gösterilen ilginin daha önce “dev-genç” sonra “sev genç” olan gençlik profilinin 2000’li yıllarda “ben genç” (paracı ve egoist) şeklinde değişmesinden kaynaklandığını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca dans ve şarkı yarışmalarına aşırı ilgi olması da “popülist gençlik” şeklinde açıklanabilir
Teknolojik Uğraşlar Gençleri Yalnızlaştırıyor Geçmişten günümüze detaylı olarak yapmış olduğumuz bu yolculukta günümüzde ki gençliği de ele almazsak yarım olur. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte en yakın arkadaşlarımızın adete internet ağlı elektronik aletler almış durumda. Yapılan anketlere göre uzmanlar, daha önceki genç kuşağın toplumsal değerlere, vatana , millete sahip çıkan , bilinçli ve sorumlu , eşitliği ön planda tutan bir yapıda olduğunu ifade ediyorlar
Günümüze baktığımızda zamanının çoğunu TV ve bilgisayar karşısında geçiren, eğlenceye , müziğe ve dinlenmeyi karşı cinsle gezip dolaşmak olarak yorumlayan, iletişim kurmayı sohbet yapmakla bir sayan gençlik karşımıza çıkıyor. Yeni teknolojiler ve eğlence endüstrisi aile yapısını değiştirmiş durumda. Günümüzde gençler ve çocuklar daha çok yalnızlık içinde kalıyor, çünkü evdeki TV , bilgisayar ve internet giderek konuşma ortamını kaldırıyor
Bu durum da gençlerimizi sosyal bir yaşamdan uzaklaştırmış oluyor
Önerilen İçerik: Geçmişten Günümüze Karikatür Dergileri NeOldu.com
Ana Kaynak: NeOldu Platformu